Kayıtlar

Kur'an'ın öngördüğü devlet, insanların değil Allah’ın kanunlarına göre hükmeden bir devlettir.

 Ey insanlar, Kur'an, bize dünya ve ahiret saadetini kazandıracak en mükemmel nizamı sunar. O, yalnızca bireylerin değil, toplumların da nasıl adalet, merhamet ve hakkaniyet içinde yönetileceğini öğretir. Allah'ın kitabı, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaran bir yol göstericidir; hem fertlerin kalplerini hem de toplumsal düzeni huzur ve sükûn içinde şekillendirir. Kur'an, bir devletin temeline adaleti koyar. Adalet, Allah’ın emridir ve bütün insanlık için vazgeçilmez bir ilkedir. Bir devlette adalet hakim olmazsa, zulüm ve haksızlık yerleşir, toplumlar çürür ve çöker. Yüce Rabbimiz buyurur: "Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalıkları ve azgınlığı yasaklar. Düşünesiniz diye size öğüt veriyor." (Nahl, 16/90). Bu ayet, bir devletin temelinde adaletin, iyiliğin ve yardımlaşmanın olması gerektiğini hatırlatır. İslam, toplumsal huzurun ancak bu değerlerle korunabileceğini söyler. Kur'an'da bir devletin yön

Ey insanlar! Allah’ın size verdiği emaneti layıkıyla taşıyın. Dünya hayatı geçicidir, ahiret ise ebedi yurdunuzdur.

 Ey insanlar! Bilin ki, Rabbimiz Allah, her şeyin üstünde olan kudret ve hikmet sahibidir. Bizlere verdiği hayat, yalnızca bir imtihan sahnesidir. Bu dünya hayatında hakka sarılmak, doğru yolu bulmak ve O’nun rızasını kazanmak için yaratıldık. Sizlere bazı önemli nasihatler veriyorum, bunları gönlünüzde derinlemesine düşünün ve yaşamınıza tatbik edin: Tevhid (Allah'ın Birliği): Allah’tan başka ilah yoktur, O birdir ve eşi benzeri yoktur. Tevhidi hayatınızın merkezine alın. Allah’a tam bir teslimiyetle bağlanın, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın ve sadece O’na kulluk edin. Adalet ve Dürüstlük: Bilin ki, Allah adaleti sever ve zulmü hiçbir şekilde hoş görmez. Kendinize, ailenize, komşularınıza ve tüm insanlara karşı adaletli olun. Haksızlığa meyletmeyin, zayıfı koruyun ve mazlumun hakkını savunun. Dürüst olun, her işinizde sadakat gösterin, doğruyu söyleyin ve emaneti ehline teslim edin. Takva: Allah’a karşı gelmekten sakının, her işinizde O’nu gözetin. Takva, kalbinizde Allah korku

'Biz aslında yok muyuz?' sorusunu sormak yerine, 'Biz niçin varız?' diye sormalıyız.

 Ey insanlar, Yaratılışımızın ve varoluşumuzun hakikati, Allah’ın kudretiyle şekillenen bir gerçekliktir. Bizler, Rabbimizin yüce iradesiyle var edildik ve O’nun ilmi, her şeyin üzerinde kuşatıcıdır. Varlığımız, Allah’ın bize verdiği ruh ile anlam kazanmıştır. 'Biz aslında yok muyuz?' diye sorgulamak, varoluşun derin sırlarını anlamak için bir çabadır; ancak bilmelisiniz ki, bizler Allah’ın yarattığı gerçek varlıklarız. Kur'an, bize Allah’ın her şeyi hikmetle yarattığını bildirir. Evrenin en ince detaylarına kadar yaratılışı, O’nun ilmiyle şekillenir. İnsanın varlığı da O’nun kudretiyle ortaya çıkmıştır. İnsan, yalnızca maddi bedenden ibaret değildir. Ruh ile bedenin birleşmesiyle bir varlık kazandık. Bu dünya hayatı, ebedi olan varoluşun geçici bir durağıdır. Bizler buradayız, çünkü O bizi var etti ve imtihan için dünyaya gönderdi. Unutmayın ki, nefsin oyunlarına ve vesveselerine kapılmadan, varoluşun anlamını Allah’ın ilmine ve vahyine dayanarak anlamaya çalışmalıyız. Var

Unutmayın ki, Sırat-ı Müstakim üzerinde sebat edenler, Allah’ın rahmetine mazhar olur ve O’nun rızasını kazanır.

 Ey iman edenler, Allah’ın dosdoğru yolu olan Sırat-ı Müstakim, bizleri dünya ve ahiret saadetine ulaştıracak yoldur. Bu yol, Rabbimizin razı olduğu, hak ve adaletle dolu bir yoldur. Sırat-ı Müstakim, haktan ve doğruluktan sapmadan, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde yaşamamız gereken yoldur. Bu yolun üzerinde yürüyenler, her türlü fitneden, sapkınlıktan ve şeytanın vesveselerinden korunurlar. Zira bu yol, Allah’ın bizlere lütfettiği en büyük nimetlerden biridir. Bu yolda yürümek demek, adaleti gözetmek, hakkı savunmak, her türlü kötülükten uzak durmak ve Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılmak demektir. Ancak biliniz ki, Sırat-ı Müstakim üzerinde yürümek, her zaman kolay değildir. Nefsimiz, şeytan ve dünya nimetleri bizleri bu yoldan saptırmak için türlü tuzaklar kurar. Bu tuzaklara düşmemek için Allah’a sığınmalı, O’ndan yardım istemeliyiz. Rabbimiz, bize doğru yolu gösteren, bizi bu yolda sabit kılan ve her türlü sapkınlıktan koruyan yegâne rehberdir. Unutmayın ki, Sırat-ı Müstakim üzer

Bu dünyada bizlere düşen, Allah’ın adaletini rehber edinmek, zulme karşı durmak, haksızlıkla mücadele etmek ve her işimizde adaleti gözetmektir.

 Ey iman edenler, Biliniz ki Allah’ın adaleti sonsuzdur, mükemmeldir ve her şeyin üzerinde bir denge kurar. O, her şeyi bilen ve her şeyin hakkını en adil şekilde veren yüce bir yaratıcıdır. Hiçbir haksızlık O’nun hükmünde yer bulmaz, hiçbir zulüm O’nun adaletinden kaçamaz. Zira Allah’ın adaleti, bizlerin kavrayışını aşan bir mükemmelliktedir. Bu dünya, adaletin tam anlamıyla tecelli ettiği bir yer olmayabilir. Burada gördüğümüz haksızlıklar, zulümler ve adaletsizlikler, bizleri bazen derinden yaralayabilir. Ancak bilin ki, bu dünya sadece bir imtihan yeridir. Gerçek adalet, ahirette, Allah’ın huzurunda en mükemmel haliyle ortaya çıkacaktır. O gün, hiçbir amel, hiçbir haksızlık, hiçbir iyilik ya da kötülük gözden kaçmayacak; her şeyin karşılığı eksiksiz olarak verilecektir. Bu dünyada bizlere düşen, Allah’ın adaletini rehber edinmek, zulme karşı durmak, haksızlıkla mücadele etmek ve her işimizde adaleti gözetmektir. Zira Allah, adaletle hareket edenleri sever ve onları mükafatlandırır.

Ölüm Bilinciyle Yaşamak: Müslümanların Görevleri ve İyilikte Yarışmak

  Bismillahirrahmanirrahim, Ey müminler, bu geçici dünya hayatında ölüme dair gerçekleri derinlemesine düşünmenizi ve bu düşüncelerinizi yaşamınıza tatbik etmenizi tavsiye ederim. Ölüm, Allah’ın takdir ettiği ve her birimizin başına gelecek olan kaçınılmaz bir gerçektir. Bu dünyadaki yolculuğumuzun sonu olan ölüm, bizlere her an yaklaşabilir ve dönüşü olmayan bir yola girmemize sebep olabilir. Bu hakikati unutmamak, yaşamımızın her anını anlamlı kılar ve bizi gerçek hedeflerimize yönlendirir. Bu bilinçle, aramızda güçlü bir destek ağı oluşturalım. Birbirimizin acılarını hafifletmek, dertlerini paylaşmak ve sıkıntılarına sabır ve dayanışma ile yaklaşmak, müminlerin en önemli görevlerindendir. Kardeşlerimizle olan ilişkilerimizde her daim iyilik, merhamet ve adaletle hareket etmeliyiz. Kötülüklerden uzak durmalı, insanları haksızlığa ve fitneye karşı uyarmalı ve iyiliği teşvik etmeliyiz. Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun emirlerine uygun bir yaşam sürmek için, hem bireysel hem de toplu

Yeminler..

 Kahramanın kutsal mücadele yemini..  "Yeryüzündeki zulmü ve adaletsizliği ortadan kaldırmak için var gücümle mücadele edeceğim. Müslümanların haklarını koruyacak, onların uğradığı haksızlıkları sona erdirecek bir lider olma sorumluluğunu omuzlarımda hissediyorum. Bu yolda karşıma çıkacak her türlü zorluğu göze alarak, her türlü engeli aşmak için kararlılıkla savaşıyorum. Zalimlerin kökünü kazıyacak, adaletin sesini her bir köşede duyuracak ve zulmün karanlığını yeryüzünden silerek barışın ve huzurun hakim olmasını sağlayacağım. Hiçbir güçten korkmadan, sadece adalet ve hakkaniyet için mücadele ederek, tarihe adımı altın harflerle yazdıracağım. Bu yolda yalnız olmadığımı biliyor, yanımda olan dostlarımın ve destekçilerin gücünden ilham alarak, adaletin ve merhametin ışığını her yere taşıyacağım. Yeryüzünde adaletin hüküm sürdüğü, zulmün sona erdiği bir dünya için, tüm varlığımı bu kutsal mücadeleye adıyorum." Bu yeminle, adaletin ve barışın şanlı bir savunucusu olarak yola çı