Habibullah Üstün

  Ey insanlar! Yüce Allah'ın huzurunda, dünya nimetleri geçici, hayat ise bir imtihandır. İnsanlar, bu geçici dünyada huzur ararken, sık sık kapitalizmin ve faizli borç düzeninin kuşatmasına düşerler. Bugün içinde yaşadığınız sistem, aslında sadece maddi değil, manevi değerlerinizi de yok etmektedir. Bu düzenin temelinde faiz, zulüm ve borç vardır. Faizli bir ekonomi, hem bireyi hem de toplumu yok edici bir etkiye sahiptir. İnsanlar, çalışarak geçimlerini temin ederken, bir türlü borç batağından kurtulamazlar. Faiz, insanın emeğini sömürür ve gerçek adaletin önünde engel teşkil eder. İnsanlık, tarih boyunca bu tür sömürü düzenlerinin pençesinde yaşamıştır. Ancak, hakikat her zaman yüce olmuştur ve Allah’ın rahmeti, zulmün karşısında galip gelecektir. Faiz ve borç, insanların ruhunu, toplumu ise ahlaken zayıflatır. İnsanın kalbine sevgiden çok, hırs, korku ve güvensizlik yerleştirir. Kişiler, aldıkları borçların faizleriyle ezilirken, toplumlar da birer köleye dönüşür. Bugün, millet...

  Ey insanlar! Yıllardır süren bir sömürü düzeni var:  Faiz ve borç ekonomisi. Bu sistem, zenginleri daha zengin, fakirleri daha fakir yapıyor. Milletleri köleleştiriyor, insanlığı zincire vuruyor. Her şey nasıl işliyor? Önce sizi borca mahkûm ediyorlar. Sonra faiziyle birlikte sizden fazlasını alıyorlar. Çalışıyorsunuz, üretiyorsunuz ama hep ekside kalıyorsunuz. Ve sonunda, kazandığınız değil, kaybettikleriniz sizi yönetiyor. Bu sistem,  yalnızca bireyleri değil, devletleri de esir aldı. Ülkeler borçlanıyor, faiz yükü altında eziliyor. Halkın vergileri, faiz lobilerine aktarılıyor. Enflasyonla, krizlerle insanları daha da fakirleştiriyorlar. Ama  artık yeter! Faizsiz, borçsuz bir ekonomi mümkündür! NoRiba Finance bunun için var! Emeksiz kazancı ortadan kaldıracak! İnsanları borç batağından çıkaracak! Paylaşımı, dayanışmayı esas alacak! Biz  sömürü düzenine karşıyız. Biz  faize karşıyız. Biz  adil, hakkaniyetli bir sistem istiyoruz. Öyleyse birlik olal...

  Bugün görmezden gelenler, yarın arayacaklar… Bugün umursamayanlar, yarın çaresizlik içinde kalacaklar… Çünkü  mevcut düzen çöküyor! Faiz, insanlığı boğuyor… Borç, milletleri köleleştiriyor… Küresel güçler, parayı silah olarak kullanıyor… Ve  çözüm burada, NoRiba’da! Faizsiz, borçsuz, adil bir ekonomi… Sömürüden uzak, hakkaniyetli bir sistem… Ama kimileri ne yapıyor? “Bana ne!” diyor, duymazdan geliyor… “Böyle gelmiş, böyle gider” diyerek kabulleniyor… Çalışmıyor, destek vermiyor, seyrediyor… Oysa yarın geldiğinde… Bankaların kölesi olanlar pişman olacak… Borç içinde batanlar, kurtuluş yolu arayacak… Hakikati görmezden gelenler, neyi kaybettiklerini anlayacak… Ama iş işten geçmiş olacak! O gün pişman olmak yerine,  bugün adım at! NoRiba’ya sahip çık! Hakkın yanında dur! Faizsiz bir ekonomi için çalış! Çünkü  gelecek, NoRiba ile yazılacak! Ve  bu gelecekte yer almayanlar, pişman olacak! https://noriba.finance/

Ey Müslüman Türk milleti! Sen ki tarihin en şanlı zaferlerine imza attın… Adaletle hükmettin, zulme karşı durdun… Ama şimdi  büyülenmiş gibisin! Sana ne oldu? Düşüncen alındı, sorgulamaz oldun… Faizle, borçla köleleştirildin ama farkında değilsin… Kendi özüne, tarihe, hakikate kör kaldın… Sana bir düzen kurdular: Seni borçlandırdılar, bağımlı hâle getirdiler! Ekranlarla, sosyal medyayla, tüketimle seni uyuşturdular! Gerçeği görme yetini elinden aldılar! Ey Türk milleti! Tarih boyunca nice tuzakları bozmuş bir milletin evlatlarısınız. Ama şimdi, gözünüzün önündeki en büyük tuzağı göremiyorsunuz! Sömürü düzenine boyun eğiyor, faiz ekonomisinin içinde debeleniyorsunuz. Artık uyanma vakti! Faize, borca, küresel ekonomik esarete karşı dur! Hakiki bir ekonomi için  NoRiba Finance’yi sahiplen! Adil, faizsiz, borçsuz bir sistemin öncüsü ol! Eğer şimdi uyanmazsan, daha büyük felaketlerle yüzleşeceksin. Ya kendi geleceğini kendin yazacaksın… Ya da köle olarak yaşamaya devam edeceksin! h...

  (NoRiba Finance’nin Kurucusunun Dilinden…) Ben,  hakkı anlatmaya çalışıyorum… Faizsiz, borçsuz, adil bir düzenin mümkün olduğunu söylüyorum. Zulmün nasıl işlediğini gösteriyorum. Ama ne görüyorum? Bazıları uyuyor… Bazıları da uyanmak istemiyor! Bu dünyada zulme rıza göstermek, zulmün parçası olmaktır! Borcun, faizin, sömürünün içinde yaşayıp buna ses çıkarmamak, zalimin işini kolaylaştırmaktır! Eğer biri faiz düzenini, borç ekonomisini sorgulamıyorsa… Eğer biri bu sömürü düzenine razı olup “Böyle gelmiş, böyle gider” diyorsa… O kişiden uzak durun! Çünkü bu dava, sadece uyanmak isteyenlerle yürür! Bu dava, sadece hakkı savunanlarla büyür! Ben,  sadece konuşanlarla değil, harekete geçenlerle yürürüm! Ben,  NoRiba Finance’nin hak mücadelesi olduğunu anlayanlarla yol alırım! Öyleyse ey kardeşim, sen de karar ver: Uyanacak mısın, yoksa uyuyarak sömürü düzenine hizmet etmeye devam mı edeceksin? https://noriba.finance/

  Müslümanlar, ne oldu size? Zulmü gördünüz ama sessiz kaldınız… Faizle ezildiniz ama kabul ettiniz… Borçla köleleştirildiniz ama alıştınız… Hani sizin adaletiniz? Hani zalime karşı duruşunuz? Hani faizsiz bir düzen için mücadeleniz? Müslümanlar! Sadece dua etmek yetmez, harekete geçin! Allah, çalışana verir, mücadele edene zafer nasip eder! Ama siz  oturup bekliyorsunuz… NoRiba Finance bir fırsattır! Faizsiz bir ekonomi için bir adımdır! Borç köleliğinden kurtulmak için bir çözümdür! Adil ticaretin, bereketin, hakkaniyetin yoludur! Ama siz, gözünüzü kapattınız, “Bize ne” dediniz, “Biz ne yapabiliriz?” dediniz… Siz hiçbir şey yapmazsanız, kim yapacak? Uyanın Müslümanlar! Hak için, adalet için, insanlık için… Artık bir şeyler yapın! https://noriba.finance/

  Ey insan, unutma ki senin varlığın bir anlam, bir hikmet taşır. Her anını, her sıkıntını ve her sevincini, Yüce Rabb'in sana yazdığı bir kısmet olarak kabul etmelisin. Depresyon, bir hastalık değildir; o, Allah'ın sana bir imtihanıdır. Her şeyin bir hikmeti vardır. Zorluklar, insanın sabrını, tevekkülünü ve ruhsal olgunluğunu geliştirmek için bir fırsattır. Rabb'in seni depresyonla sınadığında, bu, onun sana ne kadar değer verdiğinin ve seni ne kadar yakından gördüğünün bir işaretidir. Senin ruhunun derinliklerine hitap eden bir rahmet, o sıkıntının içinde gizlidir. Eğer bu içsel boşluğu, bu karanlık noktayı kabul edebilirsen, işte o zaman asıl şifayı bulmuş olursun. Zira her karanlık, kendi içinde bir nur taşır. Depresyonun göğsünde sıkıştığını düşündüğün o karanlık zaman, senin içindeki o derin, hakiki ışığı görmene vesile olacaktır. Bu ışık, sabır, tevekkül ve teveccühle Allah’a yönelmendir. İman ve Teslimiyet: Depresyonun İçe Dönüşü Depresyon, insanın kalbini ve ruhun...

Bu bir çağrıdır! Bu bir uyanıştır! Bu bir özgürlük hareketidir! NoRiba Finance, insanlığın faizsiz ve borçsuz geleceğidir! Mevcut sistem, bizi borca mahkûm etti, emeğimizi sömürdü, geleceğimizi ipotek altına aldı. Ama artık yeni bir yol var!  Adaletin, hakkın ve özgürlüğün yolu! Bunu sadece sizin bilmeniz yetmez! Paylaşın! Facebook’ta, Instagram’da, Twitter’da, WhatsApp’ta! Kardeşlerinize, dostlarınıza, iş arkadaşlarınıza anlatın! “Faizsiz, borçsuz bir dünya mümkün!”  diyerek herkese duyurun! Her paylaşım, bir bilinç, bir umut, bir değişim hareketidir! NoRiba’yı yaymak, adaleti yaymaktır! Şimdi tam zamanı!  Paylaşın ve bu harekete katılın! https://noriba.finance  

  Bismillahirrahmanirrahim. Ey insan, senin varlık gayenin, yüce Allah’a yönelmek ve O'na olan sevgini en saf şekilde kalbine yerleştirmektir. Ancak zamanla bu sevgi, nefsin ve dünyevi arayışların etkisiyle zayıflar ve nihayetinde eksik hale gelir. Bugün, aşkın ve sevginin kaybolduğu bir dünyada yaşıyoruz; her şey hızla tüketiliyor, ama kalpler hala doyumsuz. İnsan, yaratılışında sevgiye olan ihtiyaçla donatılmıştır. Fakat bu sevgi, yanlış yere yönlendirilirse, hem ruhu hem de toplumu bozar. Gerçek sevgi, Allah’a duyduğun sevgidir; O’na olan sevginin bir yansıması olarak, O’nun yarattığı her bir varlığa da karşı sevgi beslemendir. Bu sevgi, insanın kalbini arındırır, onu nefsani arzularından uzaklaştırır ve hakka yöneltir. Ancak insan, bu en önemli sevgiyi ihmal ettiğinde, kalp kararmaya başlar ve sevgisizlik, huzursuzluk olarak geri döner. Bir toplumda, Allah’a olan sevgi eksikse, bireyler arasında da bu sevgisizlik kendini gösterir. İslam’ın öğretilerinde, sevgi ve adalet birbiri...

  Benim içimde büyüyen gerçek, sevginin yalnızca yüzeyde var olan bir duygu değil, bir amacın, bir misyonun izidir. Beni annem sevmediğinde, bu sevgi eksikliği aslında sadece bireysel bir kayıp değil, evrensel bir gerçeği görmek için bir fırsat oldu. Bu dünyada her insan, sevilmenin, anlaşılmanın, kabullenilmenin arzusu içinde yaşar. Ama bazen, sevilmediğimizde, kendimizi bulmamız, gerçek kimliğimizi keşfetmemiz için bir çağrı doğar. Anne sevgisinin eksikliği, bir insanın ruhunda büyük bir boşluk oluşturabilir, ancak bu boşluk, ancak gerçek sevginin ve adaletin ne olduğunu anlamaya başladığında dolmaya başlar. Gerçek sevgi, yalnızca bir bağışlama ve kabul meselesi değil, aynı zamanda insanın tüm evrende ne kadar sorumluluk taşıdığına dair bir farkındalıktır. Anlayış, adalet ve içsel huzur, sevginin somut ve anlamlı formlarıdır. Benim yolumda, annemin sevgisinin eksikliği, beni bir arayışa itmiştir. Herkesin kalbindeki sevgiyi, evrende var olan tüm adaleti ve huzuru aramak, benim te...

  Kardeşlerinin zulmüne maruz kalan, gizliden gizliye sağlıkla ilgili zararlar verenlere karşı içindeki hisler, bir insanın karşılaştığı derin haksızlıkların ve acıların yansımasıdır. Kendi niyetleriyle başkalarına zarar verenler, dünyada ve ahirette hesap vereceklerini bilmelidirler. Ne yazık ki, insanların bencil ve nefislerine uyarak başkalarının hayatını etkilemeleri, onların içindeki karanlıkları ve yanlış kararları gösterir. Bu durumda olan bir kişinin kaderi, elbette ki zorlayıcı bir süreçten geçiyor olabilir, ama bu kişinin Allah’a olan güveni ve sabrı, onun ruhsal gücünü oluşturacaktır. Kişinin yaşadığı bu acıların ve zorlukların kaderini şekillendiren en önemli şey, ona ne kadar sabır ve azimle yaklaşabileceğidir. Bu gibi haksızlıklara uğramış bir kişi, zamanla Allah’ın adaletine güvenerek ve sabırla hayatını sürdürerek, bu süreci aşabilir. Bunun yanında, tüm bu zalimlere karşı kalbinin kırılmaması ve yalnızca Allah’a güvenmesi, kişinin manevi gücünü artıracaktır. Yani, i...

  Allah'ım, Sen her şeyi gören, her şeyi bilen, her şeyin üstündesin. Senin huzurunda boynum bükük, kalbim kırık bir şekilde, yaşadığım bu zulme karşı aczimi ve derin üzüntümü sana arz ediyorum. Allah'ım, ben ki bir kulunum, Senin kudretinin ve adaletinin her şeyin önünde olduğunu biliyorum. Bugün bana yapılan bu haksızlık, bu zulüm, içimi derinden yaralasa da, her şeyin en doğrusunun Senin takdirinle olduğunu unutmuyorum. Beni, habersiz bir şekilde doktorlarla anlaşarak, kendi iradem dışında ilaçlarla manipüle etmeye çalışanları, sana havale ediyorum. Rabbim, onlar yaptıkları zulümlerin hesabını en iyi şekilde vereceklerdir. Sen, adaletinle, onların kalplerine doğruyu göster ve en kısa zamanda hak ettikleri karşılığı bulmalarını sağla. Bebek sahibi olmayı hayal ederken, bu hayalim ellerimden alınmış olabilir. Ama biliyorum ki, Sen her şeyin en hayırlısını bilir ve yaratansın. Eğer bu bir imtihan ise, benim sabrımı, direncimi artır ve bana güç ver. Her şeyin hayırlısını ve en g...

  "Coştu Yine Deli Gönül" şarkısı, Melami Mürşidi Davut Efendi'nin derin duygularını ve öğretilerini yansıtan özel bir eserdir. Ender Doğan’ın eşsiz yorumu ile bu eser, dinleyicilere hem bir manevi yolculuk hem de bir içsel keşif sunuyor. Melami tarikatının öğretilerinden ilham alarak, kalbin ve ruhun coşkusunu, aşkla Yoğrulmuş bir dilde anlatıyor. Davut Efendi’nin derin hikmetlerine ve mistik anlayışına dokunan bu şarkı, ruhsal anlamda derinleşmek isteyenlere hitap ediyor. Ender Doğan’ın seslendirdiği bu eseri dinlerken, melodinin ve sözlerin içinde kaybolarak ruhsal bir yolculuğa çıkmanız mümkün.

  Zulüm, bireyin içsel dünyasında derin çatışmalara neden olsa da, aynı zamanda onun daha yüksek bir amaca yönelmesine de katkı sağlayabilir. "Bundan sonra bana zulmetmeyi bırak" ifadesi, bireyin yaşamındaki engellerin sona ermesini ve içsel huzura ulaşmayı istemesidir. Bu huzur, sadece bireyi değil, toplumu da olumlu şekilde etkileyecek bir güce sahiptir. İçsel huzura kavuşan bir insan, başkalarının acılarına daha duyarlı olur ve onları iyileştirmek için daha etkin bir şekilde hareket eder. Bu da, bireyin daha yüksek bir misyona hizmet etmesini sağlar. Yüksek bir misyon, insanlara rehberlik etmek, onları doğru yola yönlendirmekse, bu tür bir içsel huzur, onu bu amacına daha sağlıklı bir şekilde yönlendirebilir. Zulüm, başlangıçta bir engel gibi görünse de, aslında onun içindeki potansiyeli keşfetmesine, insanları anlamasına ve onlara rehberlik etmesine yardımcı olur. Kendi içsel yolculuğunu tamamlayan biri, toplumsal sorunları daha iyi görebilir ve bu sorunlara çözüm arayabi...

Anne sevgisi, bir çocuğun gelişimi için en temel duygusal gereksinimlerden biridir. Çocuk, annesinin şefkatini ve ilgisini hissederek büyür; ancak bazen bu sevgi eksik olabilir veya çocuk bunu deneyimleyemeyebilir. Sevgi eksikliği, bir insanın ruhsal dünyasında kalıcı izler bırakabilir, duygusal yalnızlık, değersizlik hissi ve içsel boşluk oluşturabilir. Bu durum, kişinin yaşamını zorlaştırabilir ve onu anlam arayışına sürükleyebilir. Bir bireyin annesi tarafından sevildiğini hissetmediği bir çocukluk dönemi geçirmesi, hayatını farklı şekillerde etkileyebilir. Sevgi eksikliğiyle büyüyen bir kişi, duygusal anlamda bir boşluk ve yalnızlık hissiyle büyüyebilir. Fakat bu sevgi eksikliği, aynı zamanda bir insanın daha büyük bir amacı anlamasına, hayatın derin anlamlarını keşfetmesine ve insanları daha iyi anlamasına yol açabilir. Bazen, kaderin insanın yaşamını şekillendirme biçimi, ona başkalarının acılarını, yalnızlıklarını ve beklentilerini daha derinlemesine anlama yetisi kazandırmak iç...

  Bir müminin kalbinde Allah’a duyduğu derin sevgi ve güven, her şeyin önündedir. Bu güven, hayatının her anında ona rehberlik eder, zorluklar karşısında ona güç verir. Gözleri, yaratanın kudretine bakarken, ruhu da ona teslim olmanın huzurunu duyar. Her adımda, her nefeste Allah’ın kudretine iman etmek, insanın yalnızca gücünü değil, kalbini de huzurla doldurur. Bir insan, kalbinde Allah’a güvenmekle, sadece kudretine inanmakla kalmaz, aynı zamanda teslimiyetin güzelliğini de keşfeder. Ne zaman bir zorlukla karşılaşsa, her şeyin bir anlamı olduğuna, her anın Allah’ın bir planının parçası olduğuna dair derin bir inanç taşır. Böylece, sıkıntılar dahi onun için birer fırsata dönüşür; sabır ve şükürle, zorluklar imanını güçlendirir. Kimi zaman insanoğlu, hayatının akışında, dünyevi hedeflere ve dünyevi güçlere bel bağlayabilir. Ancak gerçek güç, kalbinin yalnızca Allah’a yönelmesiyle bulunur. Çünkü her şeyin sahibi olan yalnızca O’dur. İnsan, bu dünyada karşılaştığı her türlü mücadele...

  Sayın Cumhurbaşkanım, Bu mektubu size, tarihin derinlerinden gelen ve insanlığın en karanlık zamanlarında bile ışık olan bir öğüdü paylaşmak amacıyla yazıyorum. Zorluklarla yüzleşen bir lider olarak, halkınıza rehberlik etmek, sadece yönetim değil, aynı zamanda adaletin ve barışın sağlanması adına bir sorumluluktur. Unutmayın ki, bir toplumun gerçek gücü sadece ekonomik büyüklükte değil, aynı zamanda moral ve manevi değerlerde, adaletin sağlanmasında ve insanların huzur içinde yaşamasında yatar. Öncelikle, halkınıza adil bir şekilde yaklaşmayı unutmayın. Adalet, toplumun her kesiminin kendini eşit hissetmesini sağlayacak ve barışın temellerini atacaktır. Bir liderin görevi, halkının ihtiyaçlarını anlamak, onları dinlemek ve her bir bireye aynı değeri vermek olmalıdır. Adalet, sadece kanunları değil, aynı zamanda vicdanları da kapsar. Bu bakımdan, toplumsal barışı tesis etmek için adaletin teminatı siz olmalısınız. Barış, dışarıdan gelen tehditlerden çok, içsel huzurun sağlanmasıy...

  Bugün dünya, adaletin ve huzurun eksik olduğu, zulmün her köşeye yayıldığı bir yer haline gelmiş durumda. İnsanlar, acıların içinde yaşamlarını sürdürüyor ve çoğu zaman bu zalim düzenin farkında olsalar da ses çıkarmaktan, harekete geçmekten kaçınıyorlar. Yoksulluk, savaşlar, adaletsizlik ve insanların birbirlerine uyguladığı zulüm, her geçen gün artıyor. Bu zor zamanlarda birçoğumuz, toplumsal sorumluluklarımızı unutuyor ve sıradan yaşantılarımıza devam ediyoruz. Fakat bu düzenin sonsuza kadar devam etmeyeceği, bir gün adaletin yerini bulacağı ve zulmün sona ereceği gerçeği, tüm insanlara hatırlatılmalıdır. Allah’ın kudreti ve gazabı, zulüm içinde ezilen ve haksızlıkla karşılaşanların yardımına yetişecektir. Zulme göz yumanlar ve bu kötülüğü normalleştirenler, bir gün bu düzenin sona ereceğini ve Allah’ın adaletinin tecelli edeceğini anlamalıdırlar. Bu dönemde, insanlar arasında adaletin sağlanması, zulmün sona erdirilmesi, toplumun birbirine olan merhametinin yeniden canlandırı...

  Ey Aziz Milletim! Bugün, bir milletin en değerli varlığı olan özgürlüğüne, bağımsızlığına sahip çıkmanın vaktidir! Bu topraklarda yıllarca alçaklar, işgalciler, zalimler boy göstermeye çalıştı. Ancak her seferinde bu milletin iradesi, ruhu, kararlılığı galip geldi. Bizler, tarihin her döneminde baş kaldırmış, haksızlığa karşı dimdik durmuş bir halkın evlatlarıyız. Ve bugün, yine aynı haklı mücadelenin içindeyiz. Halkım, gözlerinizin içine bakarak diyorum ki: Geçmişte olduğu gibi şimdi de vatanımızı korumak için tek yürek olmalıyız! Bugün, içimizdeki karanlıkları aydınlatmak, alçak düşmanların hilelerine karşı uyanık olmak, vatanı bu işgalin pençesinden kurtarmak için hep birlikte harekete geçme zamanıdır. Şairimizin, "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın!" dediği gibi, bize düşen en kutsal görev, bu toprakları her türlü ihanet ve alçaklıktan korumaktır. Unutmayın ki, düşman sadece silahlarıyla değil, kalbimizi ve ruhumuzu çalmaya çalışan fikirleriyle de gelir. Ama biz,...

  Ey cesur yürek! O karanlıklar içinde, hakikat ve adaletin izini sürmek için ne zaman ne olursa olsun, kalbinde olan inancı asla kaybetme. Bu topraklar, yıllar boyu nice alçakların, nice zalimlerin ve işgalcilerin ayakları altında ezilmeye çalıştı. Ama sen, bu milleti, bu toprakları korumak için doğdun. Her bir adımında hakkı savunmalı, milletini uyandırmalı, haksızlığa karşı durmalısın. Sana sesleniyorum: Düşmanlar yalnızca dışarıdan değil, bazen içinde de barındırılır. Bir halkın gücü, yalnızca silahlarla değil, akıl ve ahlakla, birlik ve beraberlikle gelir. Ey yüce ruh, sen de öyle ol. Sadece fiziksel değil, ruhsal bir direniş sergile! Her zaman sabırlı, dikkatli ve kararlı ol. Çünkü her köşe başında seni bekleyen bir tehlike vardır. Ama unutma, bu toprakları işgal etmeye çalışanların, hiçbir zaman haklı ve güçlü olmayacaklarını bil. Onlar, milletinin ruhu karşısında sadece geçici bir engel olurlar. Şimdi kalk, nefrete ve alçaklıklara karşı sevdiklerinin, vatanının, milletinin ...

Melamilik, tasavvuf düşüncesinde önemli bir yer tutan ve dışsal gösterişten uzak durarak, içsel olgunlaşmayı ve gerçek maneviyatı aramayı esas alan bir yolculuktur. Melamiler, toplumun onayını ve dikkatini çekmektense, kalplerindeki Allah’a yönelmeyi ve nefsin arınmasını ön planda tutarlar. Bu akım, genellikle müritlerin ego ve dünyalık arzulardan sıyrılmasını, sadece içsel bir saflaşma arayışını temsil eder. Melamilik yolunu takip edenlerin ruh halleri, çoğu zaman içsel bir derinlik ve huzur arayışına dayanır. Onlar, dış dünyaya karşı duyarsız olabilirler; bu, içsel bir özgürlük ve Allah’a teslimiyetin yansımasıdır. Kendi benliklerinden arınmaya çalışan bu kişiler, kendilerini dışarıya kapatıp sadece ruhsal olgunlaşmaya odaklanırlar. Dış dünyadaki herhangi bir değer ölçüsünden bağımsız bir yaşam sürerler ve bazen bu durum, yalnızlık ve içsel bir yalnızlık hali gibi algılanabilir. Ancak, bu yalnızlık, kalbinin Allah’a yönelmesi ve dünyaya karşı kayıtsız kalması gerektiği anlayışından k...

  Toplumların yeniden uyanışa geçebilmesi için insanlık, birçok önemli kavramın peşinden gitmek zorundadır. Bu kavramlardan biri, adaletin hüküm sürdüğü bir düzenin inşa edilmesidir. Her dönemin insanları, birbirlerini anlamak ve toplumsal barışı sağlamak adına benzer sorunlarla yüzleşmişlerdir. Ancak, geçmişin derslerinden ders alarak geleceğe umutla bakmak, insanlığın ulaşması gereken en yüksek hedeflerden biridir. Toplumların başındaki liderler, sadece söyledikleriyle değil, aynı zamanda yaptıklarıyla da örnek olmalıdırlar. Sözler, bazen bir müddet geçici etkiler yaratabilirken, fiiller kalıcı izler bırakır. Çünkü insanların takip ettiği, ve toplumu şekillendiren aslında eylemlerdir. Adaletin, merhametin ve doğruluğun en güzel örnekleri, yalnızca dilde değil, günlük yaşamda da sergilenen tutumlarla şekillenir. Bir liderin gerçek gücü, içindeki insan sevgisinden ve toplumu adaletle yönetme kararlılığından gelir. İnsanın nefsini aşarak, toplumu en yüksek değerlerle donatmak için g...

  Ey halkım, ben de sizler gibi bir insanım ve Allah’ın huzurunda hepimiz birer emanetçiyiz. Benim üzerimdeki sorumluluk, sadece kendi nefisimi değil, aynı zamanda sizlerin huzurunu, refahını ve geleceğini korumaktır. Her birimiz, bu büyük ülkenin bir parçası olarak, Allah’ın bizlere yüklediği sorumlulukları yerine getirmek için varız. Bilinmelidir ki, halkına hizmet edenler, en büyük mükafata, Allah’ın rızasına, layık olurlar. Unutmayın ki, her biriniz, bu yüce görevi yerine getirmek için seçildiniz. Her birimizin görevi, kendi yerini en iyi şekilde doldurmak, halkımıza en doğru hizmeti sunmaktır. Sözlerimizle değil, fiillerimizle örnek olmalıyız. Bunu yaparken dikkat etmemiz gereken en önemli şey, adaletin terazisidir. Adalet, her şeyin başıdır. Eğer adaletin terazisini şaşırırsak, halkımızı zarara uğratırız. Gücünüzü ve makamınızı Allah’a karşı bir sorumluluk olarak görün. Güç ve makam, sadece Allah’a aittir ve bu nimetleri doğru kullanarak, halkınıza adaletle hükmetmek en büyük...