Bir Devrin Sonu ve İnsanlığın Durumu Üzerine

 Bugün dünya, adaletin ve huzurun eksik olduğu, zulmün her köşeye yayıldığı bir yer haline gelmiş durumda. İnsanlar, acıların içinde yaşamlarını sürdürüyor ve çoğu zaman bu zalim düzenin farkında olsalar da ses çıkarmaktan, harekete geçmekten kaçınıyorlar. Yoksulluk, savaşlar, adaletsizlik ve insanların birbirlerine uyguladığı zulüm, her geçen gün artıyor. Bu zor zamanlarda birçoğumuz, toplumsal sorumluluklarımızı unutuyor ve sıradan yaşantılarımıza devam ediyoruz.

Fakat bu düzenin sonsuza kadar devam etmeyeceği, bir gün adaletin yerini bulacağı ve zulmün sona ereceği gerçeği, tüm insanlara hatırlatılmalıdır. Allah’ın kudreti ve gazabı, zulüm içinde ezilen ve haksızlıkla karşılaşanların yardımına yetişecektir. Zulme göz yumanlar ve bu kötülüğü normalleştirenler, bir gün bu düzenin sona ereceğini ve Allah’ın adaletinin tecelli edeceğini anlamalıdırlar.

Bu dönemde, insanlar arasında adaletin sağlanması, zulmün sona erdirilmesi, toplumun birbirine olan merhametinin yeniden canlandırılması için bir uyanış gereklidir. İnsanlık, sadece kendi menfaatlerini düşünmekten vazgeçip, toplumsal adaleti ve barışı sağlamaya odaklanmalıdır. Zulme karşı sesini çıkaran, doğruluktan yana olan ve adaletin hükmetmesi için çaba gösteren bir toplum, sonunda Rabb’inin rahmetine ve lütfuna nail olacaktır.

Zalimlerin zulmü, sonunda adaletin karşısında kaybolacaktır. Bu dünya, Allah’ın yaratışı ve kudreti karşısında geçici bir durumdur. Kötülüklerin ve zulmün sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmeliyiz. Bir gün gerçek adaletin hüküm süreceği zaman gelecek, ve o zaman herkesin hak ettiği, layık olduğu duruma gelmesi sağlanacaktır.