Sessiz Düşman

 Ey insan, kendinle arandaki en büyük engeli sana göstereyim mi? Ne dışarıdaki düşman, ne hayatın zorluklarıdır seni hakikatten alıkoyan. En büyük düşmanın, kendi içindedir. Öyle gizli konuşur ki seninle, onun fısıltılarını çoğu zaman kendi arzuların sanırsın. Seni över, seni acındırır, seni yüceltir... ama hepsi yavaş yavaş seni sen olmaktan çıkarır.


İçinde bir ses var. Sana hep kolay olanı teklif eder. Der ki: “Bırak mücadeleyi, herkes böyle yapıyor zaten.”

Bir başka zaman gelir, fısıldar: “Sen de mutlu olmayı hak ediyorsun, ne var bunda?”

Bir gün canını yakar, başka gün seni avutmaya çalışır. Ama aslında ne seni düşünür, ne de senin hayrını ister. Çünkü onun gayesi, seni ilahi ölçüden uzaklaştırmak, seni kendi çevresine çekmektir.


Bu ses seni özgürlükle kandırır, ama seni en çok tutsak eden de odur. Çünkü gerçek özgürlük, canının istediğini yapmak değil, hakikatin emrine girmektir. Asıl özgür olan, kendini sınırlayabilendir. Çünkü dizginlerini tutamayan, başkasının değil, kendi ihtiraslarının esiridir.


Ey arayış içindeki yolcu, bil ki hak yola giren için ilk sınav, kendisiyledir. İçindeki bu bulanık sesi tanımadan, onun oyunlarını fark etmeden, yürüdüğün yolda her adımda tökezlersin. Ve her tökezleyişin ardından, seni düşürenin dış dünya olduğunu sanırsın. Oysa seni yere seren, içindeki kontrolsüz istektir. O istek ki, bazen şehvetle konuşur, bazen öfkeyle, bazen de kibirle… Ve sen, onu tanımadıkça, onu susturmadıkça, hakikatin sesini duyamazsın.


Sabır denilen şey sadece zorluklara katlanmak değildir. Asıl sabır, kendini tutmaktır. Gücün yettiği hâlde yapmamak, söyleyebileceğin hâlde susmak, elde edebileceğin hâlde terk etmektir. Asıl oruç, sadece aç kalmak değil; gözünü, elini, gönlünü de dizginlemektir. Asıl temizlik bedenle değil, arzularla savaşmakla başlar.


İçindeki o ses sana bazen merhamet kılığına girer: “Sen zaten çok acı çektin, bırak artık.”

Bazen de adaletin savunucusu gibi görünür: “Senin de hakkın var, başkaları aldı, sen de al.”

Oysa o ses, seni hakikate değil, hevâya çağırır. Çünkü hakikatin dili sessizdir, sabırlıdır, inceliklidir. Feryat etmez. Ama o ses bağırır, dürter, acele ettirir. Farkı budur.


İçini arındırmadan hiçbir dış temizlik fayda vermez. Çünkü dışarıya ne kadar düzen verirsen ver, içeride düzensizlik varsa, bir gün dışarıya da taşar. Kalbini temizle ki sözlerin temiz olsun. Düşünceni düzelt ki adımların düzgün olsun.


Ey dost, içindeki o sesi bastırmak için değil, terbiye etmek için çabala. Onu tanımadan susturamazsın. Onun neyle kandığını, neyle kuvvetlendiğini öğren ki zayıflatabilesin. Bil ki, o karanlık tarafını kabul eden, ışığa daha yakındır. Karanlığını inkâr eden ise, onun gölgesinde kaybolur.


Seninle hakikat arasında duran, işte o içindeki sesin gölgesidir. O gölgeyi aşmadan ışığa ulaşamazsın.


Ve unutma… Her insanın içinde bir ses konuşur. Ama bir başka ses daha vardır ki, fısıltıyla değil, huzurla konuşur. Sabırla, adaletle, merhametle… Onu duymak istiyorsan önce susmalısın. Kalbin susmalı, arzuların susmalı… İşte o zaman hakikatin sesi kendini sana gösterir.


Müslüman Bilge Lider

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hakkın Yolunda Birlik

Kişiliğim

Müslüman Bilge Lider'in Sözleri..