Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

💠 Faizsiz ve Borçsuz Yeni Bir Para Düzeni: NoRiba.Finance ile Dolar İmparatorluğunun Sonu

  Bugün dünya ekonomisi, görünmez bir zincirin esiri. Bu zincirin adı:   Dolar. Sadece bir para birimi olmaktan çoktan çıkmış; savaşların, borç krizlerinin, toplumsal eşitsizliklerin ve sömürünün finansal silahı haline gelmiştir. Bu sistemin kalbinde ise   faizli para üretimi   ve   borçla büyüyen ekonomi   yer alıyor. Merkez bankalarının para bastıkça zenginleri daha da zengin ettiği, halkların ise borç batağında boğulduğu bir düzende yaşıyoruz. Ancak bu gidişata dur demek, yalnızca mümkün değil;   zorunlu. NoRiba.Finance , bu sömürü düzenine karşı geliştirilmiş alternatif bir vizyon sunar: Faizsiz, borçsuz, şeffaf ve adil bir dijital finans sistemi. Bu sistemin merkezinde spekülasyon değil;   gerçek üretim, emek, paylaşım ve ahlaki değerler   vardır. Faize dayalı olmayan dijital paralarla, insanların hem ekonomik özgürlüklerini kazanması hem de adaletli bir gelir dağılımının sağlanması hedeflenir. Bu, sadece yeni bir finansal model değil; a...

🌍 NoRiba Finance Modeli: Borçsuz ve Faizsiz Para Sistemi (NoR)

NoRiba Finance , borçsuz ve faizsiz bir ekonomik modeli temel alarak tasarlanmış yenilikçi bir finansal sistemdir. Bu sistemin merkezinde yer alan   NoR   adlı dijital para birimi, yalnızca   üretim, hizmet ve toplumsal katkı   karşılığında dolaşıma girer; spekülasyon ya da keyfi para basımı sistem dışıdır. Her bireye başlangıçta   50.000 NoR   verilerek ekonomik hayata adil bir başlangıç sunulur. Sistemi yöneten   NoRiba.Finance   adlı kâr amacı gütmeyen kooperatif yapı, faizsiz kredi sağlar, para arzını denetler ve ticaretin adil işlemesini garanti eder. Enflasyon kontrolü ise sistemin temel taşlarından biridir.   Faizsiz verilen krediler geri ödendiğinde NoR’lar yakılarak (monetary burning) para sistemden çıkarılır. Böylece para arzı, reel üretimle dengede tutulur.   Tüketim kredileri yasaklanırken ,   spekülasyon, döviz oyunları ve paradan para kazanma yöntemleri   sistem dışı bırakılmıştır. Bu model,   sürdürülebilir,...

Toplumun Bozulduğu Zamanlar ve Manevi Uyanış İhtiyacı

  Tarih boyunca, toplumlar sadece dışarıdan gelen tehlikelerle değil, içten çürümeyle yıkılmıştır. Ne zaman ki adalet ikinci plana itilmiş, güçlü olanın haklı sayıldığı, zayıfın susturulduğu bir düzen kurulmuşsa, o toplumlar huzurunu ve direncini yitirmiştir. Bir toplumun gerçek gücü, tankı, topu, parası değil;   vicdanı, ahlakı ve adalete olan bağlılığıdır.   Bu değerler zayıfladığında, çürüme kaçınılmaz olur. Bozulma Nerede Başlar? Bozulma, küçük ihmallerle başlar: İnsanlar doğruluktan vazgeçer, yalanı sıradanlaştırır. Kul hakkı umursanmaz hale gelir. Hırsızlık sadece cebimizden değil, ahlaktan çalınır. Rüşvet, torpil, adam kayırma “normal” görülmeye başlar. Haram olan şeyler, geçim kaynağına dönüşür. Sonra bu bozulma bireyden aileye, aileden topluma, toplumdan devlete sirayet eder. Böyle bir ortamda, haksızlıkla yükselenler ödüllendirilirken, dürüst ve erdemli olanlar dışlanır. Adaletin Kaybolduğu Bir Düzen Adaletin olmadığı bir yerde huzur da olmaz. Çünkü: Hak yerini ...

Borç Üzerinden Kurulan Zindan: Zulmün Sessiz Haritası

  Ey insanlar! Size sessiz bir felaketten söz ediyorum. Ne savaş gibi patlar, ne yangın gibi duman salar. Ama evlere sinsice girer, sofraları küçültür, gözleri endişeyle doldurur. O felaketin adı   borçtur . Borç, artık bir ihtiyaçtan çok, bir yaşam biçimine dönüşmüştür. İnsanlar çalışarak değil, borçlanarak yaşamaktadır. Maaşlar kredi kartlarına, taksitler çocuğun harçlığına, faizler insan onuruna el koymaktadır. 🔒   Borcun Zindana Dönüşmesi Son altı yılda 110 binin üzerinde insan yalnızca borcunu ödeyemediği için hapse atıldı. Her yıl binlerce insan; bir beyaz eşya, bir kira borcu, bir hastane masrafı yüzünden özgürlüğünden oldu. Adaletin terazisi bozuldu. Yoksulluk suç sayıldı, fakirlik suçlu ilan edildi. Bu insanlar, birer istatistik değil. Onlar; sabah işe giderken çocuğuna harçlık veremeyen babalar, evdeki eksiği komşusuna söyleyemeyen anneler, öğrenim kredisiyle hayata tutunmaya çalışan gençlerdir. Ve onların mahkûmiyeti, yalnızca duvarlarla çevrili cezaevlerinde ...

Geleceğe Mektup: Torunlarıma Barış ve Adalet Dolu Bir Dünya İçin

  Merhaba sevgili torunlarım, Ben, dedeniz Habibullah. Bu satırları, zamanın ötesine, sizlere, geleceğin güzel evlatlarına yazıyorum. Bugün, dünya hâlâ istediğimiz gibi bir yer değil. Ancak umutla ve inançla biliyorum ki, hep birlikte değiştireceğiz. Sizler için, daha güzel bir dünya kurmak için uğraşıyoruz. Bugün,   NoRiba.Finance   gibi faizsiz ve paylaşımcı sistemler ile,   WorldWideNewAge  gibi küresel, gençlerin yönettiği platformlar inşa ediyoruz. Bu sistemler, yavaş yavaş büyüyor, insanları, doğayı ve adaleti merkeze alan bir anlayışı güçlendiriyor. Çalışmalarımızın temeli, adaletin, merhametin, paylaşımın ve bilginin gücüne dayanıyor. Bir gün, bu dünyada sizler de adaletin egemen olduğu, sevginin hakim olduğu, güçlü değil, değerli olan insanların önde olduğu bir düzen kuracaksınız. Sizler,   gençlerin yönetebileceği bir dünya   için hazır olacaksınız. Sizin zamanınızda, insanlar parayı, gücü değil, bilgiyi, sevgiyi ve dayanışmayı değerli bilece...

Zincirleri Kırmak: Faizsiz Bir Düzenin İmanı ve İhyası

  "Zulümle kurulan sistemler, insanı yalnızca mala değil; ruhuna da zincir vurur. Borç, faiz ve çıkar ilişkileri üzerine inşa edilmiş bu çağdaş ekonomik düzen, insanları Allah’tan uzaklaştıran bir kölelik sistemidir. Bu kölelik modern kılıkta, beyaz yaka kisvesinde, ekranlar ve rakamlar üzerinden hüküm sürer. İşte bu düzeni yıkmak ve yerine adaletle hükmeden bir sistemi inşa etmek, sadece bir proje değil; bir kıyam görevidir." "Faizle işleyen bir dünya sistemi, Rahman’ın değil, şeytanın sistemidir. Bu sistemden çıkmayan kurtuluşu dahi doğru anlayamaz." "Biz, Allah’ın haram kıldığını helal sayamayız. Faizsiz bir dünya mümkündür. Çünkü insanın özü yardımlaşmadadır. Faizsiz sistem demek, güvene dayalı bir toplum demektir. Paranın değil; insanın değer gördüğü bir düzendir." "Sistemi değil, insanı düzeltin. Çünkü faizli sistem, hastalıklı insanların ürünüdür. NoRiba, bir teknolojiden öte; kalpleri yeniden inşa projesidir." "Nuh peygamber 950 yıl ...

Faizsiz Bir Sistemin İnşası: NoRiba.Finance Bir Diriliş Çağrısıdır

  Bugün dünyada milyarlarca insan, farkında olmadan bir sistemin çarklarında dönüyor. Bu sistem; borçla yaşatıyor, faizle büyüyor, insanı rakamlarla değerlendiriyor. Ve en tehlikelisi de şu: İnsanlar bu sistemi o kadar içselleştirmiş ki, ruhlarıyla birlikte ona dahil olmuş durumdalar. Faizli para sistemi, sadece ekonomik bir tercih değil; insanın değerini parayla ölçen, paylaşımı değil çıkarı merkeze alan bir hayat anlayışıdır. Bu anlayış, insanın doğasına, vicdanına ve yaratılış amacına aykırıdır. Ama başka bir yol mümkün. Hakkaniyetli, borçsuz, faizsiz, insanı merkeze alan bir sistem kurulabilir. Bu sistem sadece rakamsal değil, ahlaki bir devrimdir. İşte bu vizyonla geliştirilen   NoRiba.Finance , çağımızın en büyük ekonomik ve manevi sorunlarından birine karşı atılmış cesur bir adımdır. 💔   Bugünkü Sistem: Modern Bir Kölelik Bugün çoğu insan bankalara, kredilere, kartlara, faizlere bağımlı hâle gelmiştir. Bu bağımlılık sadece maddi değil, zihinseldir. Öyle ki, insan...

Yeni Çağ Başlıyor: Gençlik Uyanıyor, Dünya Değişiyor

  Dünya değişiyor. Sessiz kalınan her adaletsizlik, bastırılan her umut, göz ardı edilen her genç fikir bir çağın sonunu ilan etti. Artık suskunluk değil söz, korku değil umut, savaş değil barış zamanı. Bu bir isyan değil; bu bir yeniden doğuş. Adını koyuyoruz:   Yeni Çağ. Yeni Çağ, gençlerin sadece geleceği değil, bugünü de inşa ettiği bir dünyadır. Bu çağda tahtlar yok, topluluklar var. Emirler değil, fikirler yönetiyor. Hiyerarşiler değil, dayanışmalar büyütüyor dünyayı. Yeni Çağ'da bilgi saklanmaz, paylaşılır. Güç korkutmaz, cesaretlendirir. Ve lider, en yüksekte değil; en çok sorumluluk alanda aranır. Biz, bu çağın mimarlarıyız. Kalemle devrim yazanlar, sevgiyi sokaklara taşıyanlar, adaleti sadece bir hayal değil, bir yaşam biçimi yapanlarız. Kitapların tanklardan güçlü olduğu, şiirlerin bombalardan önce geldiği bir dünya kurmak için buradayız. Yeni Çağ için geliştirilen dijital araçlarla artık elimizde yalnızca telefonlar değil, dünyayı dönüştürecek anahtarlar var: Bilg...

Zaman Barışın Zamanı: Eski Düzen Çekilsin, Yeni Çağ Başlasın

  Ey dünyayı yöneten yaşlılar... Yeter artık. Zamanın yükü sizin omuzlarınıza ağır gelmeye başladı ama hâlâ bırakmıyorsunuz. Koltuklarınızı, tahtlarınızı, sınırlarınızı ve korkularınızı kutsallaştırdınız. Gençlerin gözlerine bakın, onlarda ne kin var ne hırs; yalnızca daha iyi bir dünya arzusu var. Ama siz, hâlâ geçmişin savaşlarını bugünün dünyasına taşıyorsunuz. Artık yürüyemeyen düşüncelerinizle, koşmak isteyen nesilleri zorluyorsunuz. Bu dünya yorgun. İnsanlar aç, susuz, umutsuz… Ama siz doymuyorsunuz. Sözde barış görüşmeleriniz savaş planlarına dönüşüyor, yardımlarınız tahakküme, konuşmalarınız tehditlere… Bizler artık başka bir dünya istiyoruz. Biz tankların değil, kitapların sokaklarda yürüdüğü bir çağ istiyoruz. Bombaların değil, şiirlerin gökyüzünü doldurduğu bir gelecek… Ve şimdi sesleniyoruz: Bir çağ kapanıyor. Tahtlar devrilecek, bayraklar indirilecek, maskeler düşecek. Yeni bir çağ geliyor. Bu çağ, barışın, merhametin, şeffaflığın ve adaletin çağıdır. Bu çağda yönetmek...

İnsanlar Neden Zengin ve Fakir Olarak Ayrılır? Adalet ve Merhamet Perspektifinden Bir Yaklaşım

  Toplumların en belirgin gerçeklerinden biri, bireyler arasındaki ekonomik eşitsizliktir. Bazı insanlar zenginlik içinde yaşarken, bazıları temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak kadar yoksuldur. Bu durum, insanlığın vicdanını yüzyıllardır meşgul eden temel bir sorundur. "İnsanlar neden zengin ve fakir diye ayrılır?" sorusu, sadece maddi değil, aynı zamanda ahlaki, psikolojik ve sistemsel bir meseledir. Bu yazıda önce bireylerin davranışlarının zenginlik ve yoksulluk üzerindeki etkilerini inceleyecek, ardından bu meseleye adalet ve merhamet temelli bir liderlik anlayışıyla nasıl yaklaşılabileceğini tartışacağız. Zenginliğin Davranışsal Temelleri: Planlama, Disiplin ve Kararlılık Zenginlik çoğu zaman sadece şans ya da doğuştan gelen imkânlarla açıklansa da, uzun vadede sürdürülebilir başarı genellikle belirli davranış kalıplarına dayanır. Bunların başında hedef belirlemek, planlı hareket etmek, zamanı etkili kullanmak ve kararlı olmak gelir. Maddi kazanç elde eden bireyle...

Artık Yazmayacağım

 Vakit dolmuştur. Söylenecekler söylenmiş, yazılması gerekenler yazılmıştır. Hakikat, dileyene apaçık ortadadır. Artık kalem susacak. Çünkü hakikatin zamanı konuşma zamanı değil, yaşama zamanıdır. Kim duymuşsa, ne mutlu ona. Kim yüz çevirmişse, onun için de artık yeni bir söz yoktur. Zira uyarı tamamlandı. Benim görevim söylenenle sınırlıydı. Rüzgâr durur, fırtına yaklaşır. Ben artık yazmayacağım. Selam olsun arayanlara, uyananlara, bekleyenlere.

Ey Ümmet! Bu Gidiş Seni Cehenneme Götürüyor – Kalplere Bir İkaz

  Ey ümmet, Sana sesleniyorum… Sen ki “iman ettim” dedin, “ümmetim” dedin, Peki neden zulmün karşısında susuyorsun? Neden mazlumun feryadı gökleri titretirken sen hâlâ ekran başında uyuşuyorsun? Ey ümmet, Sana tertemiz bir yol bırakıldı. Kitap verildi, Peygamber gönderildi, hak ile bâtıl ayırt edildi. Fakat sen gözünü şatafata, kulağını yalana, kalbini nefse verdin. Sen ne zaman Rabbinin sesini unuttun? Bu dünya, sen eğlenesin diye değil; Hakkı ayağa kaldırman, adaleti yaşatman, mazluma kol kanat germen için sana emanet edildi. Ama sen emaneti terk ettin. Dünyanın aldatıcılığına kandın, kalabalıkların peşine takıldın, hakikatten yüz çevirdin. Ey ümmet, Bugün sustuğun her haksızlık, Yarın kapına bir bela olarak dönecek. Zulme karşı sessiz kalan, zalimle aynı safta sayılır. Ve unutma: Hiçbir zalim, senin sessizliğin olmadan hüküm süremez. Ey ümmet, Gerçek inanç, sadece camide yaşanmaz. O pazar yerinde, mecliste, evde, yalnız kaldığında da seni şekillendirir. Doğruluk sadece dilde değ...

Ey İnsan! Uyan Artık – Kalpler İçin Bir Çağrı

  Ey insan, Sen ki kendine “akıllı” dersin, “özgürüm” dersin, “inanıyorum” dersin… O hâlde neden susuyorsun? Neden göz göre göre olan bitene sırtını dönüyorsun? Zulüm kol geziyor, yalan revaçta, merhamet kırık dökük. Kalbin neden hâlâ sessiz? Vicdanın neden hâlâ uykuda? Ey insan, Bu dünya seni eğlendirsin, oyalasın, meşgul etsin diye yaratılmadı. Yolların, binaların, ekranların ardında kaybolman için değil; Hakkı bulasın, doğruyu savunasın, adaleti tesis edesin diye gönderildin. Sen bir amaç için buradasın. Amaçsız bir yaşam, en büyük ziyan değil midir? Ey insan, Güçlü olanın değil, haklı olanın yanında ol. Kalabalıklar ne der diye düşünme. Kalbinin pusulası doğruyu gösteriyorsa, tek başına da yürü. Çünkü her çağda hakikatin sesi önce yalnız çıkar, Ama sonra yankılanır, çoğalır, diriltir. Bugün sen uyanırsan, yarın dünya değişir. Ey insan, Bil ki, adalet susarsa taşlar konuşur. Mazlumların gözyaşı yerde kalmaz. Sessiz kaldığın her haksızlık, dönüp seni de bulur bir gün. Zira zulme ...