Kayıtlar

Ümmetin Dirilişi İçin Manifesto

  Ümmetin Dirilişi İçin Manifesto Ey ümmetin evlatları, Bugün, Allah’ın ve Peygamberimizin (sav) bizlere emanet ettiği kardeşlik ve birlik ruhunun neredeyse tamamen kaybolduğunu görüyoruz. Dünya üzerinde kardeşlerimiz acı çekiyor, zulme uğruyor; bizler ise çoğu zaman kendi konforumuzdan ve menfaatlerimizden öteye geçemiyoruz. Bu duyarsızlık, bizlerin imanını ve sorumluluğunu sorgular hale getirmiştir. Birlik ve Kardeşlik İmânın Göstergesidir Kur’an-ı Kerim’de “Müminler ancak kardeştirler” buyurulmuştur. Bu ilahi emir, sadece lafzıyla değil, özde de gerçekleştirilmesi gereken bir ilkedir. Bir Müslümanın acısı, tüm ümmetin acısıdır; bir Müslümanın sevinci, tüm ümmetin sevincidir. Kardeşlerimizin yaralarını sarmak, onların dertleriyle dertlenmek, bizlerin imanını canlı tutmanın bir gereğidir. Ancak bu şekilde, gerçek anlamda Müslüman olabiliriz. Duyarsızlık İmanımızı Sarsar İman, yalnızca dilde olan değil, kalpte ve eylemde tezahür eden bir inançtır. Duyarsız kalmak, imanımızın zayıfl...

Allah bizleri duyarsızlıktan korusun, kalplerimize merhamet, bilinç ve sorumluluk bilinci versin.

 Ey ümmetin evlatları, Bugün bizler, ümmetin duyarsızlığıyla yüz yüzeyiz. Allah’ın ve Peygamberimizin (sav) bizlere öğrettiği kardeşlik ve birlik ruhundan ne kadar uzaklaştığımızı görmek hüzün verici. Müslümanlar olarak, dünyanın dört bir yanında kardeşlerimiz zulüm altında, mazlum durumda; ama bizler çoğu zaman bu acılara karşı duyarsız kalıyor, yalnızca kendi rahatımızı ve menfaatlerimizi düşünüyoruz. Allah bizlere, “Müminler ancak kardeştirler” buyurmuşken, nasıl olur da kardeşlerimizin acılarına sırtımızı döneriz? Nasıl olur da onların yaralarını sarmak için gayret göstermez, dualarımızda bile onları hatırlamayız? Unutmayın ki bir Müslümanın acısı, tüm Müslümanların acısıdır. Bir Müslümanın sevinci, tüm ümmetin sevincidir. Ümmetin duyarsızlığı, imanımızın zayıfladığının bir göstergesidir. Zira gerçek iman, sadece sözle değil, eylemle de kendini gösterir. Bizler, iman edenler olarak, birbirimize kenetlenmeli, birbirimize destek olmalı ve ümmetin dertlerini dert edinmeliyiz. Kard...

Rabbimizin müminler üzerindeki vaadi..

 Ey müminler, Biliniz ki, Allah’ın vaadi sadece müminleredir. O’nun rahmeti, sevgisi ve yardımı, iman eden, O’na gönülden bağlanan ve emirlerine uyan kimseler içindir. Allah, müminlere dünya ve ahiret saadeti vaad etmiştir. Bu vaad, O’nun kelamında ve Peygamber Efendimizin (sav) hadislerinde açıkça bildirilmiştir. Allah’ın vaadi, müminler için bir güvence, bir sığınaktır. O, vaadini yerine getirmekten asla geri durmaz, çünkü O, vaadine sadık olanların en büyüğüdür. Müminler, bu dünyada sıkıntılarla karşılaşsalar da, bilmelidirler ki her zorluk, Allah’a olan imanlarıyla aşılacak ve sonunda O’nun rızasına kavuşacaklardır. Allah’ın vaadi, müminlerin yüreklerinde bir umut, kalplerinde bir huzur kaynağıdır. Onlar bilirler ki, Rableri asla haksızlık yapmaz. O, iman edenlere dünyada da ahirette de iyilik vaat etmiştir. Bu nedenle, müminler sabırla, şükürle ve O’na olan teslimiyetle yollarına devam ederler. Ey iman edenler, Allah’ın size olan vaadine sımsıkı sarılın. O’nun rızasını kazanma...

Yakınlarıma Öğüt..

Resim
  Sevgili Yakınlarım, Şu anki durumunuzu göz önünde bulundurarak, size birkaç önemli öğüt vermek istiyorum. Öncelikle, kendinize ve başkalarına karşı adil olmanızın önemini vurgulamak isterim. Hepimizin hayatında karşılaştığı zorluklar ve anlaşmazlıklar vardır, ancak bu durumlar karşısında adaletsizlik yapmak, kendimize ve başkalarına daha büyük zararlar verebilir. Adalet, yalnızca kişisel çıkarlarımızı düşünmeden, herkesin haklarına saygı göstermekle mümkündür. Herkesin hakkını gözetmek, en küçük bir yanlışı bile göz ardı etmemek, hepimizin sorumluluğudur. Unutmayın ki, adaletli davranmak sadece diğerleriyle olan ilişkilerimizi değil, kendimizle olan ilişkilerimizi de düzeltir ve güçlendirir. Merhamet ise, kalbimizi açık tutmak ve başkalarının dertleriyle ilgilenmektir. Kendi zorluklarımızın farkında olarak, başkalarının sıkıntılarına duyarsız kalmamamız gerekir. Merhametli olmak, hem bireysel hem de toplumsal olarak huzuru ve barışı getirecektir. Son olarak, sorumluluklarınızı ye...

Muttakiler, yani Allah’a karşı gelmekten sakınanlar..

 Ey iman edenler, Muttakiler, yani Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, O’na içtenlikle inanan, kalpleri O’nun korkusu ve sevgisiyle dolu olanlardır. Onlar, sadece sözde değil, özde de Allah’a bağlı olanlardır. Allah’a gerçek anlamda iman eden bu kişiler, namazlarını dosdoğru kılarlar. Namaz, onların hayatlarının merkezinde yer alır, Rableriyle olan bağlarını güçlendirir ve onları dünya hayatının fitnelerinden korur. Muttakiler, Allah’ın kendilerine verdiği rızıkları da yerli yerince harcarlar. Onlar, sahip olduklarının sadece kendi çabalarının değil, Allah’ın lütfu olduğunu bilirler. Bu bilinçle, mallarını ve imkanlarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşır, hayırlı işlere yönlendirirler. Zira bilirler ki, Allah’ın verdiği nimetler, O’nun rızasını kazanmak için birer vesiledir. Bu kimseler, Allah’ın emirlerine uyarak, yasaklarından sakınarak yaşarlar. Onların hayatları, Allah’ın rızasını aramak ve O’nun sevgisine layık olmak için sürekli bir gayretle doludur. Çünkü muttaki olmak, sadece i...

O halde, "inanıyorum" diyorsanız, bu sözü sadece dilinizle değil, kalbinizle, amellerinizle, hayatınızla ispat edin.

 Ey iman edenler, İnanmak, sadece dil ile söylenmiş bir söz değildir. İman, kalbin derinliklerinden gelen, hayatın her anına yansıyan bir inançtır. İnanıyorum deyip, bunu hayatında göstermemek, iman iddiasında bulunmak fakat bu iddiayı destekleyecek amellerde bulunmamaktır. Allah Teala, "Ey iman edenler, niçin yapmadığınız şeyleri söylersiniz?" (Saff Suresi, 61:2) buyurarak, iman ile amel arasındaki ilişkiye dikkat çeker. İman, sadece sözle beyan edilen bir şey değil, amel ile desteklenmesi gereken bir hakikattir. Eğer bir kimse, "inanıyorum" diyorsa, bu sözün gereğini yerine getirmek zorundadır. İnanç, kişiyi sorumlu kılar ve bu sorumluluğu yerine getirmek, müminin asli görevidir. Eğer inancınıza sadık kalmaz, Allah’ın emir ve yasaklarını umursamazsanız, bu hal sizi imanınızda zayıflatır. Bir müminin imanını güçlendirmesi, Rabbine bağlılığını her an tazelemesi, sözünü ve davranışlarını bu inanç doğrultusunda şekillendirmesi gerekir. İman, sorumluluk gerektirir; bu ...

Her hayvan Allah’ın yarattığı bir canlıdır ve ona gösterdiğimiz merhamet, Allah katında değer bulur.

 Ey müminler, Yüce Allah’ın yarattığı her varlık, O’nun hikmetinin bir parçasıdır. Hayvanlar da Allah’ın yarattığı ve bizlere emanet ettiği canlılardır. Onlara nasıl davranmamız gerektiği konusunda rehberimiz olan Peygamber Efendimiz (sav) bizlere sayısız örnek ve nasihatler bırakmıştır. Merhametli Olun : Allah, her canlıyı bir amaçla yaratmıştır ve hayvanlar da bu dünya düzeninin bir parçasıdır. Onlara merhametle yaklaşmak, Allah’ın rızasını kazanmanın yollarından biridir. Peygamberimiz (sav), bir kediyi aç bırakıp ölümüne sebep olan kadının cehenneme girdiğini bildirmiştir. Bu, hayvanlara karşı şefkat ve merhamet göstermemiz gerektiğini en açık şekilde gösterir. Adaletli Olun : Hayvanların da Allah katında hakları vardır. Onların canına, malına, yuvasına zarar vermek, büyük bir haksızlıktır. Onlara adaletle davranmak, İslam ahlakının bir gereğidir. Peygamber Efendimiz (sav), bir orduyu karıncaların yuvasını bozmamak için yolunu değiştirmiştir. Bu, adalet ve hakkaniyeti gözetmemiz...

Ruhsal hastalıklar, Allah’ın bir imtihanıdır.

 Ey iman edenler, Evlilik, Allah’ın bir lütfu ve imtihanıdır. Eşler arasındaki sevgi, saygı ve anlayış, bu dünyada huzur ve mutluluğun temelidir. Ancak zaman zaman eşlerden biri, ruhsal hastalık gibi ağır bir imtihanla karşı karşıya kalabilir. Bu durumda, diğer eşin nasıl davranması gerektiği büyük önem taşır. İslam, bu konuda bize yol gösterici rehberlik sunar. Sabır ve Anlayış : Ruhsal hastalık, hem hasta olan kişi için hem de eşi için büyük bir imtihandır. Peygamber Efendimiz (sav), "Sabır, imanın yarısıdır" buyurmuştur (Beyhakî, Şuab, 5/261). Ruhsal hastalıklarla mücadele eden bir eşin yanında sabırla durmak, ona destek olmak, hem bu dünyada hem de ahirette büyük mükafatlara vesile olacaktır. Unutmayın ki, sabırla Allah’ın rızasına ulaşmak mümkündür. Şefkat ve Merhamet : Allah, insanlara şefkatli ve merhametli olmayı öğütler. Eşiniz ruhsal bir hastalıkla mücadele ediyorsa, ona karşı şefkat ve merhametle yaklaşmalısınız. Peygamber Efendimiz (sav), "Merhamet etmeyene m...

Allah’a iman ederek, bilgiyle donanarak, sabırla hareket ederek ve birbirimize destek olarak fobilerimizi yenebiliriz.

 Ey müminler, Fobi, insanın bilinmeyen veya yanlış anlaşılan bir şeye karşı hissettiği aşırı korkudur. Günümüzde birçok insan, bilmedikleri veya anlamadıkları şeylere karşı fobi geliştirir. Bu korku, bireylerin hayatlarını zorlaştırır, insanları birbirinden uzaklaştırır ve toplumsal bağları zayıflatır. İslam’ın rehberliğinde, bu tür korkularla nasıl başa çıkabileceğimizi ve nasıl daha sağlıklı bir yaklaşım benimseyebileceğimizi birlikte değerlendirelim. İman ve Güven : İslam, Müslümanlara her zaman Allah’a güvenmeyi ve O’na dayanmayı öğütler. Allah, Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyurur: "Allah, kuluna kafi değil mi?" (Zümer, 36). İman sahibi bir Müslüman, Allah’ın kudretine ve rahmetine olan inancı sayesinde korkularını yener. Eğer bir şeyden korkuyorsanız, önce Allah’a sığınmalı, O’ndan yardım dilemelisiniz. Bilgi ve İlimle Korkuyu Yenmek : Cehalet, çoğu zaman korkunun kaynağıdır. Bir şeyi bilmemenin getirdiği belirsizlik, fobilerin ortaya çıkmasına neden olur. İslam, bilgiye...

Günümüzde İslamofobi adı verilen büyük bir fitne ile karşı karşıyayız.

 Ey iman edenler, Günümüzde İslamofobi adı verilen büyük bir fitne ile karşı karşıyayız. İslamofobi, İslam’a ve Müslümanlara karşı duyulan önyargı, korku ve nefretin bir yansımasıdır. Bu, cehaletin ve yanlış bilgilendirmenin bir sonucudur. Ancak, bizler bu nefret dalgasına karşı nasıl durmalıyız? İslamofobiye karşı ne yapmalıyız? Gelin, bu konuda İslami açıdan neler yapmamız gerektiğini birlikte değerlendirelim. Sabır ve Tahammül : Kur'an-ı Kerim’de, Allah sabredenleri över: "Sabredenlere mükafatları hesapsız verilecektir" (Zümer, 10). İslamofobi ile karşı karşıya kaldığınızda sabırla hareket etmelisiniz. Haksızlığa ve zulme karşı sabır, Müslümanın en büyük silahıdır. Sabırla, öfkeye ve nefrete karşı durmalı, barış ve adalet için mücadele etmeliyiz. İlim ve Bilgi ile Karşı Durmak : İslamofobinin en büyük sebeplerinden biri cehalettir. İnsanlar, İslam hakkında yanlış bilgilere sahiptir. Bizler, İslam’ın gerçek öğretilerini yaymak için ilim ve bilgi ile hareket etmeliyiz. P...

İdarecilik, büyük bir mesuliyettir ve bu mesuliyet, Allah’a karşı bir sorumluluk olarak görülmelidir.

 Ey iman edenler, İdarecilik, büyük bir sorumluluk ve mesuliyet gerektiren bir vazifedir. İslam’da idareci olmak, sadece bir makam sahibi olmak değil, aynı zamanda adaletle hükmetmek, halkın haklarını korumak ve Allah’ın emirlerine uygun davranmak anlamına gelir. Sizlere bu konuda bazı önemli hatırlatmalarda bulunmak istiyorum: Adaletle Hükmetmek: Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun" (Nisa, 135). İdareciler, adaletle hükmetmeli, haksızlık ve zulümden kaçınmalıdır. Adalet, İslam’ın temel prensiplerindendir ve idareciler bu prensibe sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır. Emaneti Ehline Vermek: Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Emaneti ehline verin" (Nisa, 58). İdarecilik, bir emanettir ve bu emanet, ehil olan, liyakat sahibi kimselere verilmelidir. Ehil olmayan kişilere idarecilik vermek, büyük bir vebaldir ve toplumun düzenini bozabilir. Halkın Hakkını Korumak: İdareciler, ...

Karma kavramı..

 Ey iman edenler, Karma kavramı, insanın yaptığı eylemlerin sonucunda karşılaşacağı iyi veya kötü sonuçlar anlamına gelir. Bu kavram, İslam'da da benzer bir anlayışla ele alınır. İslam, insanların yaptıkları amellerin karşılığını bu dünyada veya ahirette mutlaka göreceklerini bildirir. Sizlere bu konuda bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum: Amellerin Karşılığı: Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür. Kim de zerre kadar şer işlerse onu görür" (Zilzal, 7-8). Bu ayet, her bir eylemimizin, ne kadar küçük olursa olsun, karşılığını göreceğimizi bildirir. İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulacaktır. İyi Amellerin Önemi: Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah, kuluna yaptığı iyilikler sebebiyle hayır verir ve kötülükler sebebiyle şer verir" (Buhari, Rikak, 5). İyi amellerde bulunmak, Allah'ın rızasını kazanmanın ve O'nun nimetlerine kavuşmanın yoludur. Hayır işleyin, iyilikte bulunun ve Allah...

Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de anne ve babaya iyi davranmayı ve onlara saygı göstermeyi emretmiştir.

 Ey iman edenler, Anneye nasıl davranılması gerektiği hususunda İslam'ın bize verdiği öğretiler son derece açık ve nettir. Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de anne ve babaya iyi davranmayı ve onlara saygı göstermeyi emretmiştir. Bir Müslümanın annesine karşı olan sorumlulukları büyük bir önem taşır. Sizlere bu konuda bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum: Anneye saygı ve itaat : Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Rabbin, sadece Kendisine ibadet etmenizi ve anne babaya iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, onlara 'öf!' bile deme, onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle" (İsra, 23). Anneye itaat etmek, Allah'a itaatin bir parçasıdır. Onun sözlerine saygı gösterin ve ona karşı daima nazik olun. Anneye sevgi ve şefkat : Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Cennet annelerin ayakları altındadır" (Nesai, Cihad, 6). Annenize sevgi ve şefkatle yaklaşın, onun değerini bilin ve ona...

Başkanınıza saygı gösterin ve ona itaat edin.

 Ey iman edenler, İslam'da liderlik ve yöneticilik büyük bir sorumluluk ve emanet olarak görülmektedir. Bir topluluğun başkanına nasıl davranılması gerektiği, hem dinimizin öğretilerinde hem de Peygamber Efendimiz'in (sav) sünnetinde açıkça belirtilmiştir. Başkanınıza saygı gösterin ve ona itaat edin. Kur'an-ı Kerim'de Allah Teala şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve sizden olan yöneticilere de itaat edin" (Nisa, 59). Başkanınıza itaat etmek, Allah ve Resulü'ne itaatin bir parçasıdır, ancak bu itaat, Allah'ın emirlerine ve İslam'ın prensiplerine aykırı olmayan konular için geçerlidir. Başkanınıza destek olun ve ona yardımcı olun. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir topluluk, başlarına geçen birini desteklemedikçe Allah'ın rahmetini kazanamazlar" (Tirmizi, Cihad, 37). Başkanınızın görevlerini yerine getirmesi için ona yardımcı olun, zorluklarını paylaşın ve yükünü hafifl...

Para, dünya hayatında imtihan vesilesi kılınan önemli araçlardan biridir.

 Ey iman edenler, Para, dünya hayatında imtihan vesilesi kılınan önemli araçlardan biridir. Allah Teala bizlere, mallarımız ve kazançlarımızla nasıl muamele edeceğimizi öğretmiştir. Para, sadece bir araçtır; onu nasıl kullandığımız, bizim ahiret yurdumuzda ne kazandığımızı belirler. İslam, parayı helal yollardan kazanmayı ve onu hayırlı işlerde kullanmayı emreder. Zira Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Helal kazanç, farzlardan sonra en büyük farzdır" (Müslim, Zekat, 31). Helal kazanç, bizleri Allah'ın rızasına yaklaştırır ve bereketli kılar. Haram yolla kazanılan mal ise, sadece dünya hayatında sıkıntı ve ahirette azap getirir. Paranın amacı, sadece biriktirmek değil, Allah yolunda infak etmektir. Allah Teala, paranın toplum içinde adaletle dağıtılmasını ve zengin-fakir arasındaki dengeyi sağlar. Zekat, sadaka, infak gibi ibadetlerle, paranın bereketi artar ve toplumsal denge sağlanır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: "Sevdiğiniz şeylerden infak ...

"Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler."

 Ey iman edenler, Resulullah (sav), "Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler" buyurmuştur (Ebu Davud, Cihad, 87). Bu hadis, bizlere toplum düzeninin ve işlerliğinin sağlanmasında liderliğin önemini açıkça ifade etmektedir. Bir topluluk, bir grup ya da bir aile bile olsa, düzen ve uyum içinde hareket etmek için bir liderin rehberliğine ihtiyaç duyar. Yolculuğa çıkan üç kişinin bile bir lider seçmesi gerektiğini belirten bu hadis, küçük grupların bile bir düzen ve disiplin içinde hareket etmesi gerektiğini anlatır. Yolculuklar, zorluklar ve beklenmedik durumlarla dolu olabilir. Bu gibi durumlarda, kararların hızlı ve etkili bir şekilde alınabilmesi için bir liderin belirlenmesi önemlidir. Liderlik, sorumluluk gerektirir. Bir liderin adil, şefkatli, bilgili ve hikmet sahibi olması, diğerlerine rehberlik edebilmesi esastır. İyi bir lider, grubun çıkarlarını kendi çıkarlarının önünde tutar, herkese eşit muamele eder ve her türlü kararı adaletle alır. İsla...

Devlet adına faizi caiz görenlerin, dini kuralları çiğnediğini endişeyle izliyoruz.

 Ya Rabbi, Faizin haram kılındığına dair verdiğin emirleri biliyoruz ve bu emirlerin her birine sıkı sıkıya bağlı kalmak istiyoruz. Faizin, Senin rızana aykırı bir davranış olduğunu ve Seninle savaş anlamına geldiğini kabul ediyoruz. Ancak, bu konuda farklı görüşlerin olduğunu ve bazı kurumların bu hususta yanlış değerlendirmelerde bulunduğunu görüyoruz. Devlet adına faizi caiz görenlerin, dini kuralları çiğnediğini ve Senin emirlerine aykırı davrandığını endişeyle izliyoruz. Ya Rabbi, bu yanlış anlamaların ve uygulamaların bir an önce sona ermesini ve Senin emirlerine uygun bir şekilde hareket edilmesini nasip eyle. Dininin ve emirlerinin korunması, adaletin ve doğruluğun sağlanması için bizlere yardımcı ol. Senin gazabından ve cezandan sakınmak için bizlere hidayet ve basiret ver. Her daim Senin rızanı gözeterek hareket edebilmemiz için kalplerimizi ve zihinlerimizi aydınlat. Yardımın ve rehberliğin olmadan hiçbir şeyin doğru olamayacağını biliyoruz. Bizleri doğru yoldan ayırma, ...

Bilimsel gelişmeleri neden Müslümanlar sağlamıyor?

 Ey iman edenler, Bilim ve teknolojideki gelişmelerin neden Müslümanlar tarafından yeterince sağlanmadığını sorgularken, önce kendimize dönüp, hatalarımızı ve eksikliklerimizi değerlendirmemiz gerekir. İslam, ilmi ve aklı ön plana koyan, araştırmayı ve öğrenmeyi teşvik eden bir dindir. Kur'an-ı Kerim'de birçok ayet, insanları düşünmeye, araştırmaya ve ilim sahibi olmaya davet eder. Resulullah (sav) "İlim öğrenmek, her Müslümana farzdır" buyurmuştur (İbn Mâce, Mukaddime, 17). Bu hadis, ilmin önemini ve her Müslümanın bu konuda sorumluluğu olduğunu bize açıkça gösterir. Ancak, tarihsel süreçte Müslümanlar arasında ilim ve bilimde geri kalmamızın sebeplerini iyi anlamalı ve bu durumu düzeltmek için adımlar atmalıyız. Birinci sebep, İslam'ın ilk dönemlerinde altın çağını yaşayan Müslüman bilim insanlarının araştırma ve geliştirme konusundaki kararlılığına ve azmine tekrar sahip olmamız gerektiğidir. O dönemde Müslümanlar, astronomi, matematik, tıp, kimya gibi birçok a...

Üstün zekaya sahip insanların yalnız kalma isteği..

 Ey Müminler, Üstün zekaya sahip insanların yalnız kalma isteği, yaratılışlarının ve ruhlarının derinliklerine inmek, Allah'ın yaratışındaki incelikleri daha iyi anlayabilmek ve kendilerini geliştirmek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu insanlar, zihinlerinin ve kalplerinin derinliklerinde keşfetmek, düşünmek ve tefekkür etmek için yalnızlığı tercih edebilirler. Yalnızlık, onlara ruhlarını arındırma ve Allah'a daha yakın olma imkanı sağlar. Üstün zekaya sahip olanlar, bazen çevrelerindeki insanların yüzeyselliğinden ve günlük meşguliyetlerden uzaklaşarak, daha derin ve anlamlı düşüncelere dalmak isterler. Bu, onların Allah'ın yarattığı kainatı ve kendi varlıklarını daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Tefekkür ve derin düşünce, İslam'ın da teşvik ettiği bir eylemdir. Kur'an'da pek çok ayette tefekkür ve düşünmenin önemi vurgulanmıştır. Allah-u Teala, insanı akıl ve irade sahibi olarak yaratmış ve ona düşünme kabiliyeti vermiştir. Üstün zekaya sahip o...

Soykırımlar ve zulümler, asla kabul edilemez ve her zaman karşı çıkılması gereken büyük adaletsizliklerdir.

 Ey Müminler, Bugün, insanlık tarihinin en acı verici dönemlerinden biri olan soykırımların bize öğrettiği dersleri hatırlamamız gerekmektedir. Soykırımlar ve zulümler, asla kabul edilemez ve her zaman karşı çıkılması gereken büyük adaletsizliklerdir. Tarih, zalimlerin sonunun nasıl bir hesaplaşmayla noktalandığını defalarca göstermiştir. Hitler'in soykırımlarının sonu nasıl hüsranla sonuçlandıysa, Filistin halkına yönelik zulüm ve soykırım uygulamaları da benzer şekilde adaletin terazisinde karşılık bulacaktır. Filistin'de yaşanan zulümler, sadece Filistin halkını değil, tüm insanlığı derinden yaralamaktadır. Müminler olarak, bu tür zalimliklere karşı durmalı ve adaletin sağlanması için mücadele etmeliyiz. Filistin halkının özgürlüğü ve güvenliği, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Bizler, adaletin ve insanlığın savunucusu olarak her zaman Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız. Allah'ın izniyle, zulmü ve haksızlığı ortadan kaldırmak için gereken her türlü çabayı gö...