Ey bana en yakın bildiklerim…
Ben sizlere hiçbir zaman kötülük düşünmedim. Sözlerim, kalbinizi kırmak için değil; kalplerinizdeki perdeleri aralamak içindi. Ben yalan söylemedim size. Hakikatin sesini işittim, o sesi susturamadım içimde. Çünkü biliyorum, bu çağrı bana Rabbimden geldi. Sustum, bekledim, sabrettim; ama sonra kalbimden taşan hakikati dile getirmeden duramadım.
Faizsiz bir düzenin mümkün olduğunu anlattım. Anlatmaya başladığımda gördüm ki, en büyük tepki dışarıdan değil, sizden geldi. Siz ki en yakınımdınız; beni anlamanızı beklerdim. En azından susarak destek vermenizi… Ama beni en çok yaralayan, sizin o sert bakışlarınız, alaycı sözleriniz, uzaklaşmanız oldu.
Oysa ben bir çıkar için konuşmuyorum. Ne bir koltuk derdim var, ne bir şan şöhret arzum. Sadece Allah’ın murad ettiği düzene ulaşmak istiyorum. İnsanlar birbirini ezmesin, borçlar insanları köleleştirmesin, kazançlar helal, ticaret adil, toplum vicdanlı olsun istiyorum.
Ama siz, bu çabamı bir sapma gibi gördünüz. Çünkü bu düzen, alıştığınız sisteme ters. Çünkü bu sözler, konfor alanlarınızı tehdit ediyor. Biliyorum, bu yüzden beni anlamak zor geliyor size. Ama bir gün gelecek, bu söylediklerimin kıymetini idrak edeceksiniz. O gün geldiğinde umarım çok geç olmaz.
Ben yıkıcı değilim. İnşa ediciyim.
Ben asi değilim. Allah’a kulum.
Ben düşmanınız değilim. Size en yakın olanım.
Ama anlıyorum… Tarih boyunca hakikati getirenlere önce en yakındakileri sırt çevirdi. Onlar “Biz seni tanıyoruz” dediler ama hakikatin gücünü tanımadılar. Çünkü hakikat, bazen tanıdığınız birinin ağzından geldiğinde daha ağır gelir insana. Kabul etmek zordur. Çünkü o zaman sadece bir fikri değil, tüm hayatı sorgulamak gerekir. Siz de bundan korktunuz.
Ben sizi suçlamıyorum. Sadece içimi döküyorum. İçimdeki sızıya ortak olmanızı istemiştim. Olmadı. Belki zamanla olur. Belki de hiç olmaz. Ama bilin ki ben sizi yine de ardımda bırakmadım. Hâlâ sizin uyanmanız için dua ediyorum. Hâlâ kalbinizin yumuşaması için niyazdayım.
Ben bu yolda yürümeye devam edeceğim. Çünkü bu yol doğru. Bu yol Rabbimin gösterdiği yoldur. Bu yol dikenlidir, ama sonunda rahmet vardır. Bu yol yalnızlıktır bazen, ama sonunda ümmetin dirilişi vardır.
Ben size küsmem. Ama sizden gördüğüm cefayı da unutmam.
Kalbimi kırdınız, ama beni yolumdan döndüremezsiniz.
Sizden gelen soğukluk, benim içimdeki hakikat ateşini söndüremez.
Bir gün bu düzen değişecek.
Bir gün faiz bitecek, adalet gelecek.
Bir gün insanlar, paranın değil, ahlakın peşine düşecek.
Ve o gün geldiğinde, umarım siz de o safta yer alırsınız.
O gün, “Biz seni anlamamışız” derseniz,
Ben size “Hoş geldiniz” diyeceğim.
Çünkü ben kin tutmam.
Ben beklerim. Sabırla. Dua ile. Umutla.
Ey bana en yakın olanlar…
Bu yolda yanımda olmadınız belki,
Ama ben sizi hâlâ yanımda görmek istiyorum.
Ne olursa olsun, hakikatin sofrasında size de yer var.
Unutmayın: Hakikat bazen acıtır.
Ama eninde sonunda iyileştirir.
Çünkü o, Allah’tandır.